İşitme Cihazı Nedir?
• İşitme cihazları, medikal ya da cerrahi müdahaleler ile tedavi edilemeyen işitme kaybına sahip kişilerin, günlük yaşamlarında zorluk yaşadıkları iletişim kurma problemlerinin neden olduğu sosyal izolasyon ve konuşma bozukluklarının önüne geçilmesini sağlayan tıbbi cihazlardır.
• Temel olarak en az bir mikrofon, amplifikatör, transdüser, sesi işleyen işlemci ve pil/bataryadan oluşmaktadır.
• Bu ekipmanlar ile sesi elektrik sinyallerine dönüştürüp gerekli amplifikasyonu sağlayarak kulağa iletir ve kişinin ihtiyaç duyduğu seslerin duyulabilmesini sağlar.
• Takılabilir ve implante edilebilir olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır: Takılabilir işitme cihazları; kulak arkası (BTE), kulak arkası (RIE/RIC), kulak içi (ITE), kanal içi (ITC), tamamen kanal içi (CIC), dip kanal (IIC), cep tipi, gözlük tipi, saç bandı ya da taç tipi ve cross/bicross olmak üzere alt türlere ayrılmaktadır. İmplante edilebilir işitme cihazları ise; kemiğe implante cihazlar, orta kulak implantları, koklear implant ve beyin sapı implantları olarak alt türlerden oluşmaktadır.

İşitme Cihazı Uygulamaları
- İşitme kaybı medikal ya da cerrahi yollar ile tedavi edilemediğinde kişi işitme cihazı kullanıcı adayı olmaktadır.
- Cihazlandırma öncesinde kişiden mutlaka detaylı bir anamnez alınmalı, KBB muayenesi yapılmalı ve odyolojik değerlendirmeler gerçekleştirilmelidir.
- Odyolojik olarak değerlendirme; saf ses odyometre testi, akustik immitansmetri ve gerekli görüldüğü durumlarda elektrofizyolojik testleri kapsamaktadır.
İşitme cihazı seçiminde kişinin:
- İşitme kaybının tipi derecesi, konfigürasyonu
- Kişinin yaşı, bilişsel ve motor becerileri
- İşitme cihazından beklentileri, ekonomik durumu ve sosyo-kültürel düzeyi göz önünde bulundurulmalıdır.
- Hasta işitme cihazı konusunda doğru bilgilendirilmeli, gerçekçi olmayan beklentilerden uzak tutulmalıdır.
- İşitme cihazı fittingi, cihazın üretici firması tarafından geliştirilmiş olan yazılım üzerinden NOAH ara yüzü aracılığı ile gerçekleştirilir.
- Fitting öncesi hastanın isim,soyisim, yaş, saf ses hava yolu/kemik yolu eşikleri, UCL/MCL ve kalıp bilgileri girilir ve otomatik bir fitting ayarı, arayüz ve yazılım aracılığıyla gerçekleştirilir.
- Spesifik ayarlar hastadan alınan geri dönüşler ile gerçekleştirilir. Fitting yapılırken hastanın daha önce cihaz kullanıp kullanmadığı, kullanmışsa analog işitme cihazı ya da dijital işitme cihazı kullandığı bilgilerinin de girilmesi, hastanın cihaza olan adaptasyonuna etki etmektedir.
- Yeni işitme cihazı kullanıcı adayları, ilk fitting sırasında işitme cihazından gelen sesleri tolere etmekte zorluk çekebilmektedir. İşitme cihazına adaptasyon sağlanabilmesi için zaman gerekmektedir. Özellikle uzun süredir işitme kaybı yaşayan hastalarda işitme cihazına adaptasyonu kolaylaştırmak amacıyla sesler otomatik adaptasyon ile kademeli olarak zamanla artırılmalıdır.
- Adaptasyon süresince hasta, işitme cihazından beklentilerini daha iyi anlayacak ve buna bağlı olarak hastanın ihtiyaç ve isteklerine cihazda değişikliklere gitmek daha sağlıklı olacaktır.
- Hastanın işitme cihazından beklentilerini karşılayabilmek için öncelikle doğru işitme cihazı seçimine yönlendirilmelidir. İşitme cihazı uygulamasından sonra hasta takibi mutlaka yapılmalı, kontrol görüşmeleri gerçekleştirilmelidir.
- Bu süreçlerde fitting’in ve kalıp özelliklerinin performansının yeterliliği, objektif bir yöntem olan gerçek kulak ölçümü (REM) testiyle doğrulanmalı ve subjektif olarak da hastadan alınan geri dönüşler ile düzenlenmelidir.
İşitme Kaybının Yaşam Kalitesine Etkileri
Pediatrik Grupta İşitme Kaybının Etkileri Nelerdir?
Bebeklerde konuşma ve dil gelişimi yaşamın ilk yıllarında hızlı bir şekilde gelişmeye başlar. Erken bebeklik döneminde bebeğin normal işitmeye sahip olması, konuşma ve dil gelişimiyle beraber sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimi açısından önemlidir. Altı aylık bir bebek, konuşma seslerine, çevredeki diğer seslere göre daha fazla ilgi gösterir. 18 aylık bir bebek ise basit cümleler oluşturmaya başlar. İşitme kaybı, konjenital anomaliler arasında en sık görülen durumdur.
Genellikle yenidoğan işitme kaybı 1/1000 ile 1/6000 arasında görülürken, Türkiye’de bu oran Belgin ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmalar sonucu 1/1000 ile 2/1000 olarak tespit edilmiştir.
İşitme kaybının erken dönemde fark edilememesi:
1. Çocuğun konuşma ve dil becerilerinde geriliklere
2. Akademik performansının akranlarına göre daha zayıf kalmasına
3. Sosyal uyumsuzluklara ve duygusal sıkıntılara yol açmaktadır.
İşitme kaybının çocuklarda gelişim özelliklerine etkilerini inceleyecek olursak;
- Dil Gelişimi: Sözcük dağarcığı akranlarına oranla daha geriden gelişir. Somut kelimeleri soyut kelimelere göre daha kolay öğrenirler. Dildeki takı ekleri, çoğul ekleri gibi gramer yapılarını doğru kullanamazlar.
- Motor Gelişim: Temel motor gelişim aşamalarına sağlıklı işiten akranları ile aynı hız ve sırada erişirler. Fakat işitme kayıplarının neden olan patolojik durum denge ve koordinasyon durumlarına da etki gösteriyorsa, motor gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
- Bilişsel Gelişim: Genellikle dördüncü sınıfa kadar akranlarına kıyasla özel eğitim almadan orta düzeyde akademik performans gösterirler. İlerleyen yaşlarda destek almadan eğitime devam etmeleri durumunda aradaki fark çok fazla açılmaya başlar ve destek almadan akademik başarı gösteremezler. Okul başarısı, ailenin ilgisine, eğitimin kalitesine ve eğitim programının yoğunluğuna bağlı olarak değişebilmektedir.
- Sosyal-Duygusal Gelişim: İşitme kaybından dolayı, özgüven eksikliği, içe kapanıklık, hırçınlık gibi problemler yaşayabilirler.
Yetişkin Grupta İşitme Kaybının Etkileri Nedir?
İşitme kaybı, dünyada en sık görülen sağlık problemlerinden biridir. World Healt Organization (WHO) analizlerine göre; dünya nüfusunun %6’sı (yaklaşık 466 milyon kişi) işitme kayıplıdır.
Bu oranın %93’ünü erişkin bireyler, %7’sini de çocuklar oluşturmaktadır. İşitme kaybı, günlük hayatta iletişim problemlerini beraberinde getirmekte ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Ani bir başlangıç olmadığı sürece işitme kaybı genel olarak aşamalı bir ilerleme kaydetmektedir. Bu durum ise yetişkin bireylerin işitme kaybına adaptasyon geliştirmesine neden olmakta ve işitme kaybı için erken önlemler alınmasını göz ardı etmeye neden olmaktadır. Fakat uzun vadede değerlendirildiğinde, işitme kaybının sosyal izolasyon ve depresyonu da beraberinde getirdiği görülmektedir.
Erken işitsel rehabilitasyona başlayan bireylerin fonksiyonel kayıplarını en az düzeye düşürme şansları daha fazladır. Bununla birlikte yapılan başka çalışmalarda anksiyete düzeyinin işitme kayıplı bireylerde daha yüksek olduğu ve özgüvenlerinin daha düşük olduğu görülmüştür. İşitme kayıplı erişkinlerin, işitme kaybı yaşamayan akranlarına göre daha depresif olduğu da Kramer ve arkadaşlarının yürüttüğü bir çalışmada gösterilmiştir.
İşitme Cihazının Günlük Yaşam Becerileri Etkisi
İşitme kaybı olan bireylerin işitme cihazının kullanımı, dil ve konuşma alışkanlıkları durumundan ve dinleme alışkanlıklarının dışında yaşam kalitelerinin tam anlamıyla takibini sağlamalıdır. İşitme kaybı bulunan kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde katılımda bulunur. Tedavi sürecinden geçmemiş işitme kaybı bulunan bireylerde çoğunlukla depresyon, kendini sosyal ilişkilerden sınırlaması artmış ve bireyin kendine olan özgüveni düşmesine, zayıflamış bilişsel kazanımlar gibi semptomlara sebep olur. Mulrow 'un yapmış olduğu çalışmada işitme cihazı bulunan kişilerde dört aylık süreçte hayat kalitesindeki şartların tamamının sosyal değerlerinin yükseldiği, hayat kalitesine olan yansımalarının bir yıl sonrasında da süregeldiği anlaşılmıştır. Tolson'un yapmış olduğu çalışmada depresyon ölçeğinde değişiklik olmadığı ancak işitme cihazından yarar sağladığı belirtilmiştir.
• Yetişkin katılımcılar için uygulanan HHIA anketi katılımcılara iki kademeli şekilde uygulanmıştır. Katılımcılara uygulanan HHIA anketi işitme cihazı kullanımı elverişli bulunanlara, cihaz kullanımına başlanmadan önce, cihaz kullanılmaya başladıktan ve kullanım sürecinin 3 ayı tamamlamasından sonra uygulanmıştır.
• Katılımcılar işitme cihazının kullanımı tüm katılımcıları olumlu bir artısı olduğunu belirlenmiştir. Katılımcıların yarısından fazlası olan %63,83’lük bir kesimin işitme cihazı kullanımına bağlı olarak; işitme cihazı takma sürecinde ve bu cihazın pillerinin değiştirilmesi konusunda zorlanma, işitme cihazının sıklıkla arıza vermesi, ötme sesi, katılımcının kulağında tahriş ya da ağrı gibi sorunlarından en az birini veya birkaçını yaşadığı belirlenmiştir.
• Katılımcılar işitme cihazını kullanmaya başladıktan 3 ay sonra IOI-HA anketi ve 6 ay sonrasında ise araştırmacı tarafından hazırlanan İşitme Cihazı Kullanım Sorunları anketi cihaz kullanım sorunlarını saptamak amacıyla uygulanmıştır.
• Araştırmacının yaptığı bu çalışma sonucunda işitme kaybı olan katılımcıların hepsi işitme kayıplarına bağlı olarak engellilik yaşadıkları ve bu engelliliğin işitme kaybının derecesine göre farklılaştığı, işitme cihazı kullanımı ile engellilik puanlarında azalma olduğu için katılımcıların hepsinin yaşam becerileri pozitif yönde olduğu bulunmuştur.
İşitme Cihazının Sosyal İletişim Becerilerine Etkisi
Başarılı bir iletişim becerilerinin gelişimi erken çocukluk döneminin parçasıdır. İşitme kaybına bağlı okul öncesi süreçte zayıf iletişim becerileri akademik, sosyal ve daha sonraki süreçte de mesleki başarıları olumsuz etkilenmektedir. Bebeklik ve erken çocukluk zamanlarında hafif ve ileri derecede farklı etkilerden oluşan çocuğun işitsel girdilerini kısıtlayarak dil ve konuşma gelişiminde olumsuzluk oluşturabilir. Odyolojik müdahaleler sonucu bu olumsuz durumu en aza düşürmektedir. Aile, çocuğun iletişimsel ve sosyo-duygusal durumlarını etkileyerek belirleyebilen birinci sebeptir. Dil ve konuşma da zorlanan çocukların genellikle daha çok iletişim alışverişi ve etkileşimi sağlanmalıdır aksi durumda çocuk daha az iletişim, stres ve depresyon gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.
İşitsel Rehabilitasyonun Sonuçlarının Yorumlandırılması
İşitme kaybı doğumun hemen ardından tespit edilerek işitme kayıplı bireyin cihazlandırılması ve uygun rehabilitasyon programında eğitimine başlanması açısından oldukça önem arz etmektedir.
Erken zamanda amplifikasyon yapılan ve eğitim verilen çocukların dil gelişimlerinin tanısı geç konulan ve eğitimine geç başlanan çocuklara kıyasla daha hızlı bir gelişim sağladıkları ortaya konulan çeşitli araştırmalarla gösterilmiştir. Yoshinago-Itano’nun araştırdığı çalışmalarda, altı aydan önce işitme kaybı tanısı almış olan ve cihazlanarak eğitimine başlanan bireylerin alıcı ve ifade edici dil becerilerinin yaşları arttıkça işitme kaybı tanısı geç tanımlanan ve geç cihazlandırılıp, geç eğitim alan bireylere kıyasla anlamlı ölçüde iyi olduğu ortaya çıkmıştır.
İşitme Cihazı Fayda ve Memnuniyetin Değerlendirilmesi
Bireyin işitme cihazından sağlamış olduğu faydayı ölçmek amacıyla farklı yöntemler söz konusu olup odyolojik değerlendirmeler ve anket uygulaması bunlar arasında öne çıkmaktadır. Hastaların objektif ölçümlerle her ortamda değerlendirilmesi son derece güç olduğundan işitme cihazından sağlanan faydanın yalnızca odyolojik değerlendirmelerle belirlenmesi yeterli olmayacaktır.
Böylesi durumların önüne geçmek ve bütün ortamlarda işitme cihazından sağlanan fayda ve işitme cihazı memnuniyetini belirleyebilmek adına anketler ve envanterler geliştirilmiştir. Anketlerdeki her bir maddede hastalardan çeşitli özel durumlarda işitme becerileri yahut iletişim kolaylıklarına ilişkin belirtilen durumları derecelendirmeleri/puanlamaları istenir. Verilerin yanıtlara göre puanlamalar yapılıp toplanır ya da ortalama değer hesaplanarak işitme cihazından duyulan memnuniyet veya sağlanan fayda belirlenmeye çalışılır.
Hakkında Odyone
Odyone, odyoloji alanında bilgi paylaşımını ve topluluk oluşturmayı amaçlayan bir platformdur.